Çocuğunuzun Değişmesini İstediğiniz Davranışları mı var?
- İrem FIRAT
- 5 Oca 2024
- 5 dakikada okunur
Peki cezanın eğitim bilimlerinde yapılan araştırmalara göre istenmeyen davranışı azaltmada en az sonucu verdiğini biliyor muydunuz? Bunun birden fazla sebebi var gelin birkaçına birlikte göz atalım.

Ceza
Öncelikle cezanın ne olduğunu bir anlayalım. Ceza, kişinin davranışının değişmesi için hoşuna gitmeyen işlemler yapılmasıdır. İki çeşit ceza türü vardır.
1. Tür Ceza
Ortama kişinin hoşuna gitmeyen bir uyaran getirilmesidir.
Örnek verecek olursak:
Suyu yere döken çocuğa bağırmak. (Bağırılmak kişinin hoşuna gitmeyeceğinden bu 1. tür cezadır.)
Gürültü yapan çocuğa vurmak. (Vurulmak kişinin hoşuna gitmeyeceğinden bu 1. tür cezadır.)
Yaramazlık yapan çocuğa "Yeter artık bıktım senden!" gibi sözler söylemek. (Bu tarz incitici sözler çocuğun hoşuna gitmeyeceğinden bu 1. tür cezadır.)
2. Tür Ceza

Kişinin hoşlandığı bir şeyin elinden alındığı tür cezalar 2. tür cezadır.
Örneğin:
Oyuncaklarını toplamayan çocuğun parka gitme hakkını kaybetmesi. (Parka gitmek kişinin hoşlandığı bir şeyken elinden alınmış olması bu cezayı 2. tür ceza yapar.)
Duvara resim yapan çocuğun 1 hafta boyunca tabletinin elinden alınması. (Hoşuna giden bir şey olan tabletin elinden alınmış olması bu cezayı 2. tür yapar.)
Markette bir şeyi aldırmak için tutturan çocuğa o haftalık harçlık verilmemesi. (Hoşlandığı bir şey olan harçlığın elinden alınması bu cezayı 2. tür ceza yapar.)
Peki ceza işe yarıyor mu?
Araştırmalar pekiştirece göre daha az sonuç verdiğini göstermektedir. Pekiştirecin ne olduğunu merak ediyorsanız sonraki blog yazımı bekleyin. ;)
Ceza ile ilgili şöyle sonuçlar olduğunu görüyoruz:
İstenmeyen davranış sadece ceza varken gösterilmezken ceza ortadan kalktıktan sonra yapılmaya devam edilebiliyor.
Sürekli cezalandırılan kişilerde saldırganlık oluşabiliyor.
Kişi cezanın verildiği ortamda o davranışı göstermezken cezanın olmadığı bir ortam oluştuğunda o ortamda davranışı daha da fazla gösterebiliyor.
Ceza genelde sadece istenmeyen davranışa odaklanıp istenen davranışa dair bilgi vermediği için o davranış ortadan kalksa da başka istenmeyen davranışa dönüşebiliyor.

Amacımız cezayı hem çocuğa özgüven düşüklüğü, duygularından korkma, cezayı veren kişiden nefret etme vb. olumsuz sonuçlar yarattığı için hem de istenmeyen davranışın azalmasına çok da katkısı olmadığı için mümkün olduğunca az kullanmak. Ancak zaman zaman başka yöntemlerle çözüme ulaşamayıp cezayı kullanmamız gerekebilir. Peki kullanacaksak doğru şekilde nasıl kullanabiliriz cezayı?
1. Ceza Hatadan Hemen Sonra Verilmeli
Cezanın o anda değil de birkaç gün sonra verilmesi etkisini azaltır. Çocuğun yaptığı davranışla cezayı ilişkilendirebilmesi için çocuğun davranışından sonra çocukla iletişime ilk geçildiğinde o davranışla ilgili konuşulmalıdır.
Örneğin:
Çocuk istenmeyen davranışı gözünüzün önünde yaptıysa hemen o anda konuşmanız gerekir.
Çocuğun okulda yaptığı bir davranışı öğretmeni size çocuğu okuldan almaya gittiğinizde söylediyse eve girdiğinizde ciddi bir konuşma ortamı yaratıp o zaman konuşmanız gerekir. Yemekten sonra vb. konuşmanız etkisini azaltacaktır. Önce konuşma sonra yemek sıralaması daha doğru olur.
Siz şehir dışındayken komşunuz sizi arayıp çocuğun yaptığı bir istenmeyen davranıştan bahsettiyse önce telefonla konuşup böyle bir davranışın doğru olmadığını ifade etmek, eve geldiğiniz gün ise yine ilk iş konuşmayı yapmak daha sağlıklı olur.

2. Ceza Öğretici Olmalı
Cezanın amacı sadece cezalandırmak olmamalı. Çocuğun hatasının neden yanlış olduğunu anlamasına yardımcı olacak bir öğretici unsur içermelidir.
Örneğin:
Bardağı kıran çocuğa "Odana git cezalısın. Yemek memek yok sana!" diye bağırmak hem bağırdığınız için 1. tür ceza hem de hoşlandığı bir şeyi, yemeği, elinden aldığınız için 2. tür cezadır. Ancak çocuğa davranışın neden yanlış olduğuna ya da nasıl telafi edeceğine dair bir bilgi içermemekle birlikte yaşına göre sizin artık onu sevmediğinizi, kendisinin kötü bir çocuk olduğunu veya olayı büyüttüğünüzü düşünmesine sebep olabilir. Bu düşüncelerin hepsi de çocuğun kendisine ve size karşı olumsuz duygular beslemesine neden olabilir. Bunun yerine yaptığı hatayı telafi edebileceği bir ceza vermek daha uygun olur. Bardağın fiyatının harçlığından kesilmesi veya yaşı küçükse alınacak bir sonraki oyuncak yerine bardak alınması gibi.
Oyuncaklarını toplamasını istemenize rağmen toplamayan bir çocuğa "Söz dinlemez yaramaz çocuk!" diyerek oyuncakları sizin toplamanız yine onun bu can yakan cümleyi neden duyduğunu açıklamaz. Aldığı bu cezanın yaptığı hatalı davranışla da bir alakası yoktur. Bunun yerine oyuncaklarıyla bir süre oynayamaması cezası daha uygun olur.
Arkadaşına vurduğunu gördüğünüz çocuğunuza uygun ceza tabletini elinden almaktansa bir süre arkadaşlarıyla görüşememesi olur.
3. İstenmeyen Davranışa Alternatif Davranışlar Öğretilmeli
Çocuklar neyin doğru neyin yanlış olduğunu içgüdüsel olarak bilemezler. Bunu öğrenebilmek için yardımımıza ihtiyaçları vardır. İstenmeyen bir davranış gösterdiğinde o davranışın neden istenmediğini anlattıktan sonra istediğimiz davranıştan da bahsetmemiz gerekir ki o davranışın yerine başka istenmeyen bir davranış geliştirmesinler.

Örneğin:
Koltuğu boyayan bir çocuğa "Ne yapıyorsun sen? Mahvetmişsin koltuğu. Git odana gözüm görmesin seni!" diyerek odasına kapatmak yerine koltuğun sizin için değerli olduğunu ve üstünde boya olduğu halini sevmediğinizi, bu yüzden bunu yapmasını istemediğinizi söyleyip boya yapmak istediğinde aldığınız deftere yapabileceğini söyleyebilirsiniz. Sonrasında da bu hatasını telafi etmek için koltuğu beraber temizlemeniz daha uygun bir ceza olur.
Kardeşine vuran bir çocuğa "Kabadayı mısın sen? Çabuk özür dile kardeşinden!" demek çocuğun hissettiklerini bastırmasına sebep olacağından size öfkelenmesine neden olabilir. Bir düşünün, tarafları dinlemediniz. Belki de çocuk kışkırtılmıştı ve bu yüzden öfkeliydi. Öfkesine karşı taraf sebep olmuşken bir de karşı taraftan özür dilemek zorunda bırakılmak öfkesini size yöneltmesine sebep olabilir. Bunun yerine önce onu dinleyip duygularını doğruladıktan, bu duyguyu hissetmesinin normal olduğundan bahsettikten, sonra hissedilen duyguları ifade etmenin doğru ve yanlış yolları olduğunu söylemeniz ve doğru yolu göstermeniz gerekir. Bu örnekte çocuğu dinledikten sonra vurmasının sebebi öfkelenmiş olması ise kardeşi ona öfkelendiğinde ne yapmasını istediğini sorarak yani empati yapmasını sağlayarak kendisinin bir yöntem bulmasını sağlayabilirsiniz. Aklına bir şey gelmiyorsa sakinleşeceği bir yöntem öğretip (yastığa bağırmak, derin nefes almak, 10'a kadar saymak, içindeki enerjiyi atması için uygun fiziksel bir hareket yapmak vb.) sakinleştikten sonra kardeşiyle konuşmasını istemek daha doğru olur. Bunu ilk birkaç seferinde beraber yapmanız gerekebilir.

Yolda karşıdan karşıya geçerken elinizi bırakan bir çocuğa "Eve gidelim bir, sen görürsün." diyerek onu korkutmak bahsettiğim gibi çocuğa bilgi vermediğinden ve davranışla cezanın arasında bir ilişki olmadığından yanlış bir ceza olur. Bunun yerine önce elinizi bırakmasının sebebini sorup sebebi bir şey gördüğü için heyecanlanmasıysa örneğin; ilk önce elinizi bırakmış olmasının tehlikesini ona anlatmanız, sonra da heyecanlandığında elinizi bırakmak yerine onu heyecanlandıran şeyi sizinle paylaşması olduğunu ifade etmeniz daha doğru olur. Tekrar yapması durumunda vereceğiniz cezanın bir süre dışarı çıkmamak olması korkutmaktan daha doğru bir ceza olur.
4. Tutarlı Olunmalı
Aynı istenmeyen davranışa konuşma yapıldıktan sonra her seferinde aynı cezanın uygulanması davranışın değişebilmesi için önemlidir.
Eğer çocuk istenmeyen davranışı bir yaptığında ceza alıyor bir yaptığında almıyorsa "Belki bu sefer ceza almam." diye düşünerek davranışını sürdürebilir.
Ya da çocuk bir yaptığında "Bir daha olmasın." gibi hafif bir uyarıyla geçiştirilirken bir dahaki yapışında bir hafta televizyon izlemesi yasaklanması gibi ağır bir ceza alıyorsa "Belki bu sefer de sadece uyarıyla yırtarım." diye düşünerek davranışını sürdürebilir.
Bu konuda ebeveynlerin ortak tutumu da çok önem kazanıyor. Bir ebeveyn izin vermezken diğeri veriyorsa o davranışın değişme ihtimali çok azalıyor. Bu nedenle önce anne baba konuşup ortak karar almalı, sonra cezayı beraber tutarlı bir şekilde her seferinde uygulamalılar ki davranış değişsin.

İşin içerisine okul girdiğinde de okul-aile iş birliği önemli oluyor. Biri bir davranışı ortadan kaldırmaya çalışırken diğeri bunun için çaba sarf etmiyor veya bu davranışı teşvik ediyorsa davranışın devam etme ihtimali daha yüksek.
Kısacası o davranışın yanlış olduğuna dair çocuk çevresindeki herkesten aynı geri bildirimi düzenli bir şekilde alırsa en verimli sonuca ulaşıyoruz.
Bu yazımda ebeveynlerimden duyduğum "Hocam bir çocuk dayaktan korkmaz mı? Dövüyorum yine yapıyor. Anlamıyorum." cümlelerini duyduğum için sizinle ceza üzerine konuşmak istedim. 1. tür ceza ile sonuç alma ihtimaliniz düşük, onun yerine doğru ceza yöntemlerini öğrenmekte fayda var. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ediyorum. İki hafta sonra görüşmek üzere!
Commentaires